Merhaba, bu aralar kabaklı tarif çok paylaştım.. Bıktınız belki de :))) Benimde bahçemizdeki kabakları değerlendirmem lazım dimi ama:)) Bu tarif tamamen benim atmasyon yaptığım bir kek olarak fırına verildi. Sonucu hakkında hiç bir fikrim yoktu. Piştiğinde etrafımdaki herkeste oruçlu olduğu için tattıramadım da, kokusu ve görüntüsü çok güzel gözüküyordu. İftar olduğunda orucumuzu açar açmaz herkese bundan ikram ettim. (meraktan emrivaki yaptım desem daha doğru) Herkesten de olumlu yanıt alınca tarifini paylaşmak istedim. Buyurun bakalım....
Malzemelerimiz: 3 adet yumurta 1 su bardağı süt 1 su bardağı sıvı yağ 1 su bardağı kadar beyaz peynir 1 adet kuru soğan yarım demetten az ince doğranmış dereotu 1 adet rendelenmiş orta boy kabak 2 tatlı kaşığı nane 1 tatlı kaşığı tuz 2 tatlı kaşığı çörek otu 2 paket kabartma tozu 2,5 su bardağı un
Hazırlanışı: Yumurtalarımızı çırpma kabımıza alıp, tel çırpıcıyla 1 dakika kadar çırpıyoruz. Un ve kabartma tozu hariç diğer bütün malzemeleri koyup,güzelce karıştırıyoruz. En son olarak kabartma tozunu ununu da koyup karıştırıyoruz. Yağlanmış kek kalıbımıza döküyoruz.Kalıptan kolay çıkması için yaptığımız işlemleri buradaki önemli not kısmını okuyup uygulayabilirsiniz. 175-180 derecede ayarladığımız fırınımızda 45-50 dakika kadar pişiriyoruz. Kekimiz hazır..
Merhaba, bugün size, çok hafif bir o kadarda lezzetli bir tarifim var. Malum yaz aylarındayız, çok ağır yemekler yiyemiyoruz. Sizde hafif ve besleyici bir şeyler yemek istiyorsanız, tam aradığınız tarif diyebilirim. Pazılar annemin bahçesinden, teşekkürler anneciğim. Kolay gelsin....
Malzemelerimiz: 1 kg pazı yaprağı 3-4 adet kuru soğan yarım su bardağı bulgur yarım çay bardağı sıvı yağ 2-3 adet domates 2 diş sarımsak pul biber(arzuya göre) tuz
Hazırlanışı: İlk önce pazıların saplarıyla yapraklarını birbirinden ayırıp, ayrı ayrı doğrayıp yıkıyoruz. Sonra ilk önce sapları geniş bir tencerede kaynar suyun içine koyup haşlayıp süzüyoruz. Daha sonra yapraklarını haşlıyoruz. Ayrı ayrı haşlamamızın nedeni yaprakların hemen haşlanması:))) Diğer tarafta bulgurumuzun üstüne 2 bardak kadar su koyup pişirip süzüyoruz.. Kuru soğanlarımızı piyazlık doğruyoruz. Kabukları soyulmuş yemeklik doğranmış domateslerle beraber sıvı yağda kavuruyoruz. Üzerine suyunu iyice süzdüğümüz pazıları ve bulguru, ezilmiş sarımsağı tuzunu koyuyoruz. kısık ateşte beş dakika kadar kavuruyoruz.
Merhaba, bugün size yapması kolay, tadı çok lezzetli bir pizza tarifim var. Özellikle dışarıda yapılan pizzaları yemek istemeyenler, için çok güzel ve alternatif bir tarif. Tarif sevgili kuzenim Aslıhan'a ait. Geçen gün bizim için yaptı bizde afiyetle yedik. Bu güzel tarifi sizinle paylaşmak istiyorum. Buyurun bakalım....
Malzemelerimiz hamuru için: 3 su bardağı un yarım çay bardağı sıvı yağ yarım paket yaş maya(20 gr) 1 tatlı kaşığı tuz ılık su Üzeri için: 1 yemek kaşığı salça 1 yemek kaşığı sıvı yağ 1 çay bardağı su bu üçlüyü güzelce karıştırıyoruz.. --------------------------------------------------------------------- üzerine serpmek için 2 su bardağı rendelenmiş kaşar Üzerine koymak için 2 yemek kaşığı tereyağı -------------------------------------------------------------------- 5 adet ince ince doğranmış yeşil biber 2 adet ince ince doğranmış kırmızı salçalık biber 10 adet çekirdeği çıkarılmış zeytin 6 adet ince doğranmış mantar Arzuya göre salam, sosis veya sucuk 1 çay bardağı haşlanmış veya konserve mısır 4 adet küçük küçük doğranmış salatalık turşusu(arzuya göre) Bütün malzemeleri geniş bir kapta karıştırıyoruz.
Hazırlanışı: İlk önce mayamızı bir bardak ılık suda açıyoruz. Havuz şeklinde açtığımız unun ortasına diğer malzemelerimizi de koyuyoruz. Azar azar ılık su dökerek kulak memesi yumuşaklığında bir hamur elde ediyoruz. Güneş gören bir yerde yaklaşık 15-20 dakika kadar mayalandırıyoruz. Mayalandırdığımız hamuru çok az un yardımıyla tepsimiz büyüklüğünde açıp,yağladığımız tepsimize yerleştiriyoruz. Sonra hazırladığımız salçalı sosu her yerine fırça yardımı ile sürüyoruz. Yarım bardak kadar rendelenmiş kaşarı da üzerine güzelce serpiyoruz. Daha sonra hazırlayıp iyice karıştırdığımız malzemeyi güzelce üzerine dağıtıyoruz. 2 yemek kaşığı tereyağı elimizle küçük parçalar alıp pizzamızın üzerine eşit miktarda koyuyoruz. 170-180 arası önceden ısıttığımız fırınımızda hafif üzeri kızarana kadar pişiriyoruz. Daha sonra fırından çıkartıp kalan rendelenmiş kaşarımızı üzerini kaplayacak şekilde serpiyoruz. Tekrardan fırına veriyoruz.Kaşarı eridiğinde fırından çıkarıyoruz.. Sıcak sıcak servis ediyoruz.
Merhaba, size sıcak yaz günleri için hem serinletici hemde lezzetli bir salata tarifim var. Bizimkiler bu salatayı çok seviyor. Umarım sizlerde seversiniz..
Malzemelerimiz:
3 adet kabak
1-1,5 su bardağı yoğurt
2 diş sarımsak
3 yemek kaşığı sıvı yağ
2 tatlı kaşığı kuru nane
1 çay kaşığı pul biber
tuz.
Üzeri için:
1 yemek kaşığı sıvı yağ
1 çay kaşığı pul biber veya kırmızı toz biber.
Hazırlanışı:
Kabaklarımızın kabuklarını soyup rendeliyoruz.
3 yemek kaşığı sıvı yağla beraber geniş bir tavada 10 dakika kadar karıştırarak soteliyoruz.
Soğumaya bırakıyoruz.
Soğuduktan sonra karıştırma kabımıza alıp diğer malzemeleri koyup güzelce karıştırıyoruz.
Servis tabağımıza alıyoruz.
Üzerine 1 kaşık yağda kızdırdığımız pul biberi döküp servis ediyoruz.
Ramazan gelince sofralar şenleniyor, en zorlu yağlar Fairy ile kolayca temizleniyor. Siz de mutlumutfaklar.com’dan lezzetli tarifleri takip edin, bulaşıklarınızı Fairy ile temizleyin!
Mutfaktaki en büyük yardımcınız Fairy'nin hazırladığı mutlumutfaklar.com, ramazanda da işinizi kolaylaştırmaya devam ediyor. Birbirinden lezzetli iftar yemekleri ve sahur önerileri mutlumutfaklar.com’da bir ay boyunca en büyük yardımcınız oluyor. Siz hanımlar için birçok seçeneği bir arada sunan MutluMutfaklar, “İftara ne pişirsem?” sorunuzu cevaplıyor. Size de sadece damak tadınıza göre istediğinizi seçmek kalıyor.
Bu sene ramazan yine sıcak yaz aylarına geldiği için soğuk çorbalar adeta bir kurtarıcı gibi… İşte MutluMutfaklar’dan hem pratik hem de lezzetli bir tarif olan soğuk dırma çorbasının yapılışı:
Soğuk dırma çorbası
1/2 kg yoğurt 2 su bardağı buğday 1/2 demet maydanoz 2 çay kaşığı tuz
Buğdayı yarım saat haşlayın. Ocağın altını kapatıp soğumaya bırakın. Ardından yoğurdu ayran kıvamından koyuca sulandırıp buğdaya ekleyin. Tuzu katıp birkaç dakika karıştırdıktan sonra üzerini maydanozla süsleyerek servise hazır hale getirin.
Soğuk dırma çorbası ve lezzetli daha birçok tarife mutlumutfaklar.com’dan ulaşmak mümkün. Marifetli hanımlar tarifler sayesinde lezzetli yemekler yapıyor ve kalabalık iftar davetleri düzenleyerek sofraları şenlendiriyor. İş bulaşığa gelince de en zorlu yağlar Fairy ile temizleniyor. Fairy Platinum, özel formülü ve 3 bölmeli sıvı içeriği sayesinde hem bulaşıklardaki hem de makinenizdeki yağları temizleyip bulaşıklarınızı pırıl pırıl yaparken siz sadece sevdiklerinizle birlikte iftar sofranızın keyfini çıkarırsınız.
Ramazana özel sürprizlerinden faydalanmak için siz de Fairy’yi Facebook sayfasından ve mutlumutfaklar.com’dan takip edin, temizlik gücünü daha yakından tanırken aynı zamanda hediyeler kazanın!
Merhaba lezzet avcıları, bugün sizlere aroması çok hoş tadıysa bir o kadar lezzetli bir pilav tarifim var. İftarda değişik pilav denemek isteyenlerin çok beğeneceği bir tarif.
Malzemelerimiz: 2 su bardağı pirinç 1 adet orta boy kuru soğan 1 yemek kaşığı kurutulmuş kişniş 1 çay bardağı sıvı yağ 3,5 su bardağı su tuz Hazırlanışı: Soğanları yemeklik küçük küçük doğrayıp, sıvı yağla tenceremiz de kavuruyoruz. Biraz fazla kavuruyoruz. (fazla derken kızartmadan tabi ki:))) Üzerine kişnişi atıp karıştırıyoruz. Pirinci koyup 1 dakika kadar kavuruyoruz. Suyunu tuzunu ilave ediyoruz. Kaynamaya başladıktan sonra, ocağın altını kısıp kısık ateşte pişiriyoruz. Afiyet olsun. Sevgiler...
Merhaba bugün sizlere çok güzel ve çok besleyici bir çorba tarifim var. Mercimek çorbasını sevmeyen var mıdır? Pek yoktur dediğinizi duyar gibiyim. O zaman buyurun bakalım...
Malzemelerimiz: 1 su bardağı kırmızı mercimek 1 baş kuru soğan 1 adet havuç 1 adet orta boy patates 4-5 yemek kaşığı sıvı yağ 1 yemek kaşığı salça 7-8 su bardağı su tuz pul biber ve kuru nane
Hazırlanışı: İlk önce mercimeklerimizi yıkayıp süzüyoruz. Kuru soğanımızı yemeklik doğruyoruz. Daha sonra havucumuzu ve patatesimizi rendeliyoruz. Pul biber ve kuru nane hariç diğer bütün malzemeleri karıştırıp,pişmeye bırakıyoruz. Piştikten sonra blender veya mikserle güzelce çırpıyoruz. En son olarak pul biberini ve nanesini koyup karıştırıyoruz. Afiyet olsun. Sevgiler....
Merhaba, bugün sizlere yaz gelse de yesek dediğimiz güzel bir tarifim var. Fasülye kavurması bizim evde çok seviliyor. Hele birde annemin yetiştirdiği fasülyelerdense dahada lezzetli oluyor..
Malzemelerimiz: 1 kg taze fasülye 3-4 adet orta boy kuru soğan 2 diş sarımsak 3 adet orta boy domates 1 çay bardağından 1 parmak az sıvıyağ tuz Hazırlanışı: İlk önce fasülyelerimizi ayıklıyoruz. Arzuya göre ikiye bölebilirsiniz yada bölmeden de kullanabilirsiniz. Geniş bir tencerede kaynatılmış suda haşlıyoruz. (olup olmadığını anlamak için elimize bir tane alıyoruz. Eziliyorsa olmuş demektir.) Daha sonra süzüp,soğumaya bırakıyoruz. Diğer taraftan kuru soğanları piyazlık şekilde doğruyoruz. Sıvı yağla pembeleşinceye kadar kavuruyoruz. Kabuğunu soyup yemeklik doğradığımız domateslerimizi de üzerine ilave edip biraz kavuruyoruz. Soğuyan fasülyelerimizinde elimizle sıkıp suyunu çıkartıyoruz. Daha sonra soğanların üzerine döküyoruz. Ezilmiş sarımsağı tuzunu koyuyoruz. Yaklaşık 5-6 dakika kadar karıştırıp kavuruyoruz... Afiyet olsun. Sevgiler....
Merhaba, bugün sizlere çok güzel bir tatlı tarifim var. Ramazan'a ve yaza uygun hafif ve mideyi yormayan bir lezzet. İlk iftarımız için yaptım bizde çok beğenildi. Tatlıyla bir arada hafif mayhoş tadı sevenler için ideal bir lezzet..
Malzemelerimiz: 1kg süt 1 su bardağı şeker 1 su bardağı un 125 gr margarin veya tereyağı 1 paket vanilya, Üzeri için sos: 1 kase çekirdeği çıkarılmış vişne 1 su bardağı su 6 yemek kaşığı şeker 1 yemek kaşığı nişasta
Hazırlanışı: İlk önce margarini geniş bir tencerede eritiyoruz. Daha sonra unu ilave ediyoruz. Tel çırpıcıyla karıştırarak 1-2 dakika hafif kavuruyoruz. Ocağın altını kısalım. Sütü azar azar ilave edip karıştırıyoruz. Şekeri vanilyayı ilave edip,iyice karıştıralım ki topak topak olmasın. Ocağın altını açıp kaynayana kadar sürekli karıştırıyoruz. Piştikten sonra sıcak halde servis kaselerimize dolduruyoruz. Sosu hazırlamaya başlıyoruz. Su ve şekeri küçük bir tencereye koyup çırpma teli ile karıştırıp ısıtıyoruz. Vişneleri koyuyoruz. Kaynamaya başlamadan nişastasını da koyup çırpma teliyle karıştırarak kaynatıyoruz. Sıcak halde ılınmış olan tavuk göğüslerinin üzerine döküyoruz. Buzdolabında soğuduktan sonra servis edebilirsiniz. Afiyet olsun. Sevgiler...
Merhaba, nasıl gidiyor bakalım Ramazan? Beni soracak olursanız, şimdilik iyi de ilerleyen saatlerde ne olur bilemem:)) Geçen günkü yazımda annemin bahçesinin ilk mahsülünün kabak olduğundan bahsetmiştim. Bu sene maşallah o kadar verdi ki kabaklarımız eşe dosta vere vere bitiremedik. Bende daha önceden evdekilerin lezzet testinden geçmiş olan, bu çorbadan yaptım. Belki akşama sizin için güzel bir fikir olabilir. Tarifini sevgili mutfak sırları'ndan almıştım.
Malzemelerimiz: 3 adet kabak 1 adet patates 1 adet kuru soğan 1 adet havuç 1,5 kilo sıcak su yarım çay bardağı sıvı yağ tuz,nane,pul biber Hazırlanışı: Bütün sebzelerin kabuğunu soyup küp şeklinde kesiyoruz. Sıvı yağı tenceremize koyuyoruz. Üzerine sebzelerimizi de koyup 4-5 dakika kadar kavuruyoruz. Üzerine sıcak suyu ekleyip sebzeler pişene kadar pişiriyoruz. Blendırdan geçiriyoruz. Baharatlarını da koyuyoruz çorbamız hazır..
Kabağın dalındaki son görüntüsü. Çünkü 2 saniye sonra onu dalından bendeniz kopardı:(((
Bugünkü kabak hasılatımız:))
Buda benim bu yaz bahçede bulduğum, daha doğrusu onun beni bulduğu kedim. Kedim diyorum çünkü artık ondan kendimi sorumlu tutuyorum. Ne zaman bahçeye çıksam hemen dibimde. O kadar sevimli ve hareketli ki, kedileri sevmeyen beni bile kendine hayran bıraktı. Hiç peşimden ayrılmıyor kabakları da onunla beraber topladık:)))
Yeğenlerimle adını boncuk koyduk, ama ismine henüz alışamadı. Çağırınca hiç tarafımıza bakmıyor da:)) Afiyet olsun. Sevgiler....
Hoşgeldin 11 ayın sultanı Ramazan- Şerif. Bu mübarek ayın hepimize sağlık, mutluluk huzur getirmesini diliyorum. Lütfen iftar sofralarımız israf sofrası olmasın. Hepimiz aynı hataya zamanında düştük. Açken canımız her şeyi istediği için çeşit çeşit yemekler yaptık. Ama çoğunu yiyemedik. Zaten yaz aylarındayız. Çok ağar yemekler tüketmememiz gerekiyor. Şimdi sebze çeşitlerinin bol olduğu aylardayız. Bol bol sebze tüketebiliriz. Tatlı olarak sütlü tatlıları tercih edelim. Uzmanlar tok tutucu özelliği yüzünden sahurda haşlanmış yumurta ve süt öneriyor. Peygamber efendimiz Ramazan -Şerifin hakkında buyuruyor ki Ramazan ayı mübarek bir aydır. Allahü teala size Ramazan orucunu farz kıldı. O ayda rahmet kapıları açılır. Cehennem kapıları kapanır. Şeytanlar bağlanır. O ayda öyle bir gece vardır ki Kadir gecesi bin aydan daha kıymetlidir. Kadir gecesinin hayrından mahrum kalan her hayırdan mahrum kalmış sayılır. Ramazan ayı bereket ayıdır. Allah bu ayda günahları bağışlar. Duaları kabul eder. Kur'an-ı kerim Ramazan ayında indirildi. Kadir gecesi bu aydadır. Ramazan da iftarı erken yapmak sahuru geç yapmak sünnettir. Hurma ile iftar açmak sünnettir. Sevgi ve saygılarımla, hayırlı Ramazanlar...
Merhaba, bu sene annemin bahçesinin ilk mahsülü kabak oldu. Bende daha önce sevgili Hatice'nin sitesi portakal ağacı'ında görüp not aldığım bu yemeği yaptım. Bizde herkes çok beğendi. Tam anlamıyla bir yaz yemeği oldu diyebilirim. Buyurun bakalım...
Malzemelerimiz: 1 kg kabak 3 adet kuru soğan 2 adet büyük boy domates 6-7 diş sarımsak yarım çay bardağı sıvı yağ tuz üzeri için: dereotu ve yoğurt Hazırlanışı: İlk önce soğanlarımızı yarım ay şeklinde doğrayıp, geniş tenceremizin dibine yerleştiriyoruz. Sonra kabuğu soyulmuş domateslerimizi, dilimleyip soğanların üzerine yerleştiriyoruz. En üstede ortadan ikiye bölüp 2 cm kalınlığında kestiğimiz kabaklarımızı koyuyoruz. Üzerine sıvı yağı hafif ezdiğimiz sarımsakları ve tuzunu koyuyoruz. Hiç su koymadan kısık ateşte karıştırmadan pişiriyoruz. Servis ederken üzerine bol dereotu koymayı unutmuyoruz. Arzuya göre üzerine yoğurt dökebilirsiniz. Afiyet olsun. Sevgiler....
Merhaba, malum yaz aylarındayız. Sıcaklarda insanın canı hafif şeyler yemek istiyor. Sizinde canınız hafif bir şey vede sebze yemek istiyorsa tam size göre bir tarif. Yapması da çok basit. Denemek isteyenlere kolay gelsin....
Malzemelerimiz: 1 kg semizotu 3-4 adet kuru soğan 2 diş sarımsak 1 çay bardağından 1 parmak az sıvı yağ tuz 1 çay kaşığı pul biber Hazırlanışı: Semiz otlarını ayıklayıp yıkıyoruz. Daha sonra geniş bir tencerede kaynattığımız suda haşlayıp,süzüyoruz. Soğanlarımızı piyazlık doğrayıp sıvı yağla pembeleşinceye kadar kavuruyoruz. Daha sonra süzdüğümüz semizotlarını üzerine döküp karıştırarak 2-3 dakika kavuruyoruz. Ezilmiş sarımsağı, tuzunu, pul biberini ilave edip karıştırıyoruz. Yemeğimiz hazır... Afiyet olsun. Sevgiler...
Herkese mutlu ve hayırlı haftalar. Bu postu taslaklarımda unutmuşum:))) Bu salatayı yaz başında ablamın bahçesinde yaptığımız mangal partisinde yapmıştım. Yazısını da o zaman hazırlamış, yayınlamayı unutmuşum:(( Kor kokusunu seviyorsanız bu salataya bayılacaksınız. Mangalı yaktığımız her fırsatta bol patlıcan közlüyorum. Kabuklarını soyup buzluğa atıyorum. Sonra canımız çektiğinde çıkarıp salatasını yapıyoruz. Sizde böyle yapabilirsiniz. Ben özellikle buzluğa bir şey koyduğumda, saklama özelliği olduğu için dondurma kaplarını kullanıyorum. Böylece ilk günkü tazeliğini koruyabiliyorum. Tavsiye ederim, pişman olmayacaksınız...
Malzemelerimiz: 4-5 adet patlıcan 1,5 su bardağı yoğurt 2 diş sarımsak 2-3 yemek kaşığı sıvı yağ 1 tatlı kaşığı pul biber Hazırlanışı:
İlk önce patlıcanlarımızı közlüyoruz.Bu işlemi fırında da yapabilirsiniz,
Közden aldıktan sonra, kolay soyulması için bir poşetin içine koyup ağzını kapatıp,soğumaya bırakıyoruz.
Soğuduktan sonra kabuklarını soyup, güzelce doğruyoruz.
Karıştırma kabımızın içinde sarımsaklı yoğurtla güzelce karıştırıyoruz.
Servis tabağımıza alıp sıvı yağda yaktığımız pul biberimizi üzerinde gezdiriyoruz.
Merhaba, Gap turu kapsamında yaptığımız gezide en son Urfa'yı anlatmıştım. Sıra geldi Halfeti'yi benim gözümden anlatmaya. Açıkçası Halfeti'ye gelmeden önce neredeyse burayla ilgili hiçbir şey bilmiyordum. İsmine aşinaydım sadece. Güzel ülkemin her yeri cennet, gittiğim gördüğüm her yerde bunu daha iyi anlıyorum. Halfeti'nin kısaca geçmişinden bahsedelim. Halfeti Urfa'nın bir ilçesi ama Gaziantep'le Urfa'nın arasında sıkışıp kalmış. Halfeti gölü aslında yapay bir göl, yani baraj gölü. Hatırlarsanız daha önce bahsetmiştim, Hasankeyf baraj yapıldıktan sonra sular altında kalacak diye. Halfeti'nin büyük bir kısmı 2000 yılında yapılan Halfeti Birecik barajının su tutmasıyla 45 köyüyle birlikte maalesef sular altında kalıyor. Buradaki halk önceleri tarımla uğraşıyormuş. Ekip biçtikleri topraklarının çoğu sular altında kalınca, binlerce insan maalesef mağdur olmuş. Tarımdan ümit kesildiği için halk kültür turizmine yönelmiş durumda...
Halfeti'ye sabahın ilk saatlerinde vardık. Halfeti'nin ve baraj gölünün tepeden görünüşü..
Tekneyle baraj gölünü ve çevresini tura çıkıyoruz.
O gün su bulanık olduğu için biz batık köyleri göremedik. Siz giderseniz belki görebilirsiniz.
Bu elektrik direği sular altında kalan köyün. İlginç olan buradan hala elektrik kullanmaları..
Günümüze kadar zorda olsa ayakta durmaya çalışan Rum Kaleyi panaromik olarak görüyoruz.
Gördüğünüz gibi caminin sadece minaresi gözüküyor. Kendisi ise sular altında..
Halfeti'nin bu hali hayalet şehir görünümünde... Resimden çok fazla belli olmuyor ama, aslında buralar mağaralar. İnsanlar yüzlerce yıl buralarda yaşamışlar...
Halfeti gezimizden sonra, Nesli tüketmek üzere olduğu için ,koruma altına alınan Birecik'teki kelaynak kuşlarını ziyarete ediyoruz. Kelaynakların başında tüy olmaması isminin kelaynak olmasına nedendir. Efsaneye göre Nuh'un gemisi Ağrı dağına oturunca üç çift kuş salıvermiştir. Bu kuşlardan bir çifti de kelaynak kuşlarıdır. Dünyada tek Birecik'te ve Fas'ta bulunan kuşların bir özelliği de tek eşli olmalarıdır. Kelaynak kuşlarının üremelerini sürdürebilmesi için,1977 yılında Orman Genel Müdürlüğü tarafından buraya üreme istasyonu kurulmuştur. Gezimizin daha sonraki durağı olan Gaziantep'e doğru yol alıyoruz.
İlk olarak Gaziantep Arkeoloji müzesini geziyoruz. İçeride resim çekmek yasak olduğu için fazla bir şey çekemedim:((
Daha sonra Gaziantep deyince akıla gelen meşhur sedef atölyelerinden birini görüyoruz. Taşların işlenmemiş hali....
Taşlara makine yardımıyla şekil veriliyor....
İşlenecek desenler için kalıplarla şekiller çiziliyor...
El işçiliğiyle desenlere şekil veriliyor...
Sonra da taşlar bu şekilde yapıştırılıyor...
Sonra bu muhteşem şeyler çıkıyor ortaya. Her bütçeye göre bir şeyler var..
Sedef atölyesini de gezdikten sonra Medusa cam eserler müzesini ziyaret ediyoruz.
Gaziantep kalesi kapalı olduğundan aşağıdan panaromik olarak görüyoruz... Meşhur bakırcılar çarşısını ve Antep sokaklarını geziyoruz.. (o arada makinemde sorun olduğu için çarşıları maalesef fotoğraflayamadım:(((
Akşam yemeğinde Antep kebabı yiyoruz... Ertesi gün Kahramanmaraş ve Kayseri'ye doğru yol alacağız... Devamı var:))))
